Serdar Değirmencioğlu

Serdar M. Değirmencioğlu Ankara’da doğdu ve büyüdü. ODTÜ’de psikoloji okudu. Gelişim psikolojisi doktorasını Detroit’te aldı. Çocuk hakları, eğitim, barış ve militarizm üzerine çalışmaktadır. “Öl Dediler Öldüm-Türkiye’de Şehitlik Mitleri”, “Yükseköğretimin Serbest Düşüşü: Özel Üniversiteler”, “Sesimi Duyun: Benim de Sesim Var”, “3 Saat: Bir ÖSS Belgeseli” önemli yayınları arasındadır. Çocukları ilgilendiren meseleleri 2008'den bu yana Evrensel’deki "Benim de Sesim Var" başlıklı köşesinde ele almaktadır.

Cam tavandan kadın üniversitesine

Bugün 8 Mart. Kadınların Türkiye’deki üniversitelerde karşılaştıkları birçok sorundan birini, cam tavanı konuşmanın tam zamanı. Günümüzde sayıları 200’ü aşan üniversitelerde kadınlar yönetimde yer alabiliyorlar mı? Kadın düşmanı olduğu artık tartışılmaz olan tek adam rejiminin denetiminde olan üniversitelerde kadınlar yönetimde yer…

Rejim üniversiteleri, Twitter ve papağanlık

Türkiye’deki üniversitelere bakıldığında akla kaçınılmaz olarak, Milliyetçi Cephe (MC) geliyor. 1977’de kurulan üç partili (Adalet Partisi, Milli Selamet Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi) MC Koalisyonu, Türkiye için korkunç bir tehlike oluşturuyordu. Bu dizide incelenen kamu üniversiteleri, MC döneminden kalma adların…

Üniversiteye polis ve kayyum girerse

Rejimin 1 Ocak tarihli bir kararla Boğaziçi Üniversitesi’ne bir “kayyum rektör” ataması ve ardından başlayan direniş süreci, bu yazı dizisini bitirmeden önce polisin üniversiteye girmesinin ne anlama geldiğini ele almayı gerektiriyor. Bir üniversitenin nasıl bir ortam olduğunu, nasıl bir düşünsel…

Sıradan değil aranan üniversite

Bu yazı dizisinin sonuna yaklaşırken, sırada Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) var. Böyle bir adla üniversite kurulabileceği ve “Sıradan Değil Aranan Üniversite” sloganıyla pazarlanacağı eskiden düşünülemezdi bile. Ama AKP sayesinde “her yere çift şerit yol” yapıldı, “halk uçağa bindi” ve tüm…

Karnesi kırık dolu üniversite

Bu yazı dizisini yakından izleyen arkadaşlardan gelen önerilerden biri, birkaç üniversiteyi birlikte incelememdi. Değil birkaç üniversiteye kısa bir yazıda yer vermek, iki üniversiteyi bir arada değerlendirmek bile zor. Ama daha sonra deneyeceğim. Bu arada 2020 bitti bitecek. Karne zamanı yaklaşıyor.…

“Reklamda var, yönetimde yok”

Bu dizide kamu üniversiteleri ve sorunları ele alınıyor. Ama bu yanlış anlaşılmamalı. Kamu üniversitelerindeki kötü durum, özel üniversitelerin çok daha iyi olduğu anlamına gelmiyor. Tam tersine, özel üniversiteler de rejimin istediği yönde şekillendi, şekillendirildi ve tamı tamına rejimin istediği gibi…

Huzurlu üniversite nasıl olur?

Güvenli şehrin, huzurlu üniversitesi   Bayburt Üniversitesi (BÜ) logo dolu bir üniversite. Web sitesinde bir logo dünyası gizli. Antetli kağıt için, duvar saati için, rozet için, şapka için, çıkartma için, kürsü için logo çalışmaları yapılmış. Hepsi kullanıma hazır. Teşekkür belgesi,…

“Adı üzerinde: Erbakan Üniversitesi”

Genciz, dinamiğiz, enerji doluyuz; biz, geleceğiz. Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) pek şirin bir üniversite. Rektörün gençlere seslenişi de öyle: “Siz kıymetli gençlerimizin yanında olmaktan, geleceğe birlikte yürümekten büyük mutluluk duyacağız.” Hemen ekliyor: “Anadolu’nun tam kalbindeyiz. Hoşgörünün başkenti Konya’da. Dünyayla entegre,…

“Yerli ve milli” üniversite neye benzer?

“Tarihin yazıldığı Kocatepe’de geleceğini yaz” Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) akla MC getiren üniversitelerden biri. Artık üniversitelere öğrenci çekmek için pazarlama yöntemleri kullanıldığı için bir sloganı da var: “Tarihin yazıldığı Kocatepe’de geleceğini yaz.” Akla hemen, “Gelecek yazılabilir mi?” gibi sorular gelse…

YÖK bir yıkım aracıydı

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 6 Kasım 1981 tarihinde, yani 39 yıl önce, 12 Eylül rejiminin ilk kurumlarından biri olarak kuruldu. YÖK, gençliklerinde gazete bile okumaları engellenmiş generallerin oluşturduğu bir cuntanın ürünüydü. Türkiye, 12 Eylül 1980’de silahlı ve tehlikeli bir oluşumun, yani…

1 2 3