İtalya’da Covid-19 salgınıyla mücadelede yeni bir yöntemin yolu açıldı. Patenti henüz alınan teknikle hem SarsCoV2 virüsünün hem de varyantlarının hücrelere girişinin önlenmesi amaçlanıyor. Pharmacological Research’de yayınlanan araştırma Italya Teknoloji Enstitüsü, Sant’Anna Yüksekokulu ve Milano Üniversitesi tarafından yürütülüyor. Aşılar ve monoklonal antikorlar dışında yeni nesil anti-Covid ilaçları elde etme tekniğini mükemmelleştirmeyi amaçlayan araştırma sayesinde ilk ilaçların iki yıl sonra elde edilebileceği öngörülüyor.

Paolo Ciana (Milan Üniversitesi), Vincenzo Lionetti (Sant’Anna Yüksek Okulu) ve Angelo Reggiani (Italyan Teknoloji Enstitüsü) tarafından yürütülen araştırma iki yenilik getiriyor. Birincisi tekniğin yüksek bir hassasiyete dayalı olması, ikincisi ise dikkati virüsün ve Spike proteininin özelliklerinden, SarsCoV2’nin hücrelere girmek için kullandığı giriş yoluna, yani Ace2 reseptörüne çekmiş olması. Yani araştırma virüs yerine virüsün girişini sağlayan ön kapıyı hedefleyerek varyantları engelleyebilmeyi otomatik bir hale getiriyor. Araştırmanın başlangıç noktasını, moleküllere ve proteinlere bağlanabilen aptamer adı verilen nükleik asit zincirleri oluşturuyor. Bilgisayar yardımıyla araştırmacılar, K353 adlı Ace2 reseptör bölgesine bağlanan ve ayrıca virüsün moleküler anahtarlarından biriyle etkileşime giren iki tane zincir belirlemiş bulunuyorlar. Nükleik asit zinciri virüsün kullandığı kilidi işgal ettiği taktirde, virüsün anahtarını çalıştıramayacağı ve dolayısıyla hücreye giremeyeceği belirtiliyor.

Milano Üniversitesi’nden Paola Ciana konuşmasında şunları belirtiyor:

‘Bir yıldan kısa bir süre içinde, pandeminin biz araştırmacılarda da yarattığı duygusal dürtü üzerine, milyonlarca ve milyarlarca potansiyel aday arasında, virüs tarafından saldırıya uğrayan hücreler için enfeksiyonu bloke edebilen iki aptamer, yani iki DNA zinciri belirledik. Bunları bir ilaca dönüştürmek için makromolekülleri, kendilerini hedef dokulara dağıtabilmeleri ve tedavinin güvenliğini gösterebilmeleri için stabil hale getirmemiz gerekecek’.

Yeni bir ilaç bulmanın zaman gerektirdiğini söyleyen İtalyan Teknoloji Enstitüsü’nden Reggiani ise DNA aptamerlerinin, geleneksel bir ilaca göre çeşitli avantajlar sunduğunu ve
daha hızlı üretim sürelerine sahip olduğunu belirtirken salgının uluslararası bilim camiasının, kurumların ve yatırımcıların tüm çabalarının bir araya gelmesi durumunda zamanın daha da kısaltılabileceğini öğrettiğini söyledi. Reggiani, yeni terapinin geliştirilmesinde bilimsel yardımlaşma konusundaki ilgiyi canlandırabildiklerinde, 24 ay içinde yeni bir Covid-19 karşıtı aptamerin onayına ulaşabileceklerinin altını çizdi.

Sant’Anna Yüksek Okulu’ndan Vincenzo Lionetti yaptığı açıklamada şunları belirtti;

‘Burada amaç hekimlere en ciddi formlarında bile Covid-19’u tedavi etmek için farmakolojik bir çözüm sunmaktır. Hastalığın ciddiyetinin, doğrudan organ hasarının ve inflamatuar yanıtın aracılık ettiği vücudumuzun hücreleri arasında virüsün yayılma hızına bağlı olduğu varsayılmıştır. Koronavirüsün hücrelerimize girmek için kullandığı kapı olan Ace2’yi kırmadan kapatarak, hastalığın şiddetli formlarını önleyebiliriz. DNA aptamerinin seçimi, bir proteinin yapabileceği gibi, bağışıklık sistemimizi istememe doğrultusunda da olabilir’.