Grevi okuduğu sol klasiklerden bilen ben, hayatımda ilk defa bir greve tanık oluyor ve onun bir parçası oluyorum. Grev sadece sol klasiklerdeki, ya da zaman zaman sol sendika ve partilerin bildirilerini süsleyen bir şey değil. İşçiler, memurlar ve çeşitli iş kollarının çalışanları (doktorlar, avukatlar, pilotlar, üniversite öğrencileri ve lise öğrencileri ve hocaları, itfayeciler vs) 5 Aralık tarihinden bu tarafa sokaklarda, eylemlerde, blokaj ve işgallerde itirazlarını dile getiriyorlar.

Macron hükümeti ve de ona yakın basının soğuk propagandasına karşın, her defasında Paris’te yüzbinlerce eylemci bir araya geliyor. Özellikle 5, 17 Aralık ve 9 Ocak eylemlerinde Paris’in en büyük bulvarlarını adeta bir şölene çevirdiler. Sarı yelekliler, öğrenciler, öğretmenler ve kamu çalışanları sokaklarda. Sendikalar, öğrenci kuruluşları, partiler, örgütler, örgütsüzler ve anarşistler, herkes Macron’un uygulamalarına itiraz ediyorlar. Paris ile birlikte büyük eylem çağrılarına Lyon, Marsilya, Lille ve Toulus gibi büyük şehirler de olumlu cevap veriyor ve yüzbinlerce insan bir meydanlara iniyor.

“Neden bu grev?” diye biraz daha özelden bakarsak, aslında Macron’un iktidara gelmesinden itibaren iş hayatı, eğitim, kamuda hizmetler, sağlık hizmetleri, sosyal haklar, yani hemen hemen birçok alanda, sermaye/devlet lehine çeşitli düzenlemelere gidildi ve gidilmek isteniyor şeklinde özetleyebiliriz. Buna karşıt olarak Franda’da eylemler zaten hiç durmadı. Yeni olan durum ise, Macron’un emeklilik yasası üzerinde yapmak istediği yeni yasal değişikliğe dair itirazlardan kaynaklanıyor. Yani yeni yasal değişiklik ile 60 olan emeklilik yaşı 62 olacak ve ücretlerde düşüşler olacak. Aslında Fransa’da emeklilik iş bazlı, yani başka başka iş alanlarının kendisine göre bir emeklilik sistemi var. Macron da bunları tek elde toplamak istiyor. Tek elde toplanması halinde ise sermaye/devlet lehine ve yurttaşlar aleyhine bir durum söz konusu olacak deniyor.

Fransa’daki eylem ve grevler hakkında zaman zaman; “Tamam da neye etki edebiliyor!? Macron istediği yasaları yine de geçiriyor!” karamsarlığındaki değerlendirmelerim ve sosyal medyada paylaşımlarım oldu. Hatta bunun üzerine “Neden sen grevlere/eylemlere karşı mısın?” eleştirilerini de aldığım oldu. Benim karamsarlığım, özellikle de son bir yıl içinde aylarca süren grevler ve bir yılı geride bırakan sarı yelekliler eylemlerin sonucu hakkında.

Şimdi “Onca sokak hareketi, eylemi, işgal ve blokaja rağmen Macron nasıl bu kadar rahat olabiliyor?” sorusu aklımda. Neoliberal ekonomik ve de sosyal politikaları ısrarla nasıl hayata geçirebiliyor? Mart ayında Fransa genelinde yerel seçimler olacak ve bunca sokak ve eylemsellik ne kadar sandığa yansıyacak? Ya da değişimi ne kadar sandıkta beklemek lazım? Bunlar da bir sonraki yazının soruları olsun?